- Ne bu akşam mı?
- Hayatta olmaz, nasıl hazırlanır da giderim Manisa’ya
- Hem de 2 haftalığına
İşyerinde sırt sırta çalışıp, birbirinden hiç haz etmeyen biz 2 haftalığına iş için Manisa’ya gitmek zorunda kalmıştık arkadaşımız Celil ile beraber. Akif ile fazla muhatap olmayayım diye bir suru kitap almıştım yanıma. Ne sıkıcı olacaktı şimdi. Akif’i biliyordum, şanı vardı bankamızda. Herkese asılırdı. Bi de onunla uğraş şimdi offf. Offff diye diye gittik.
Akif beni şaşırtmadı ve minik sarkmalar başladı. Önce kızdım. Sonra eğlenmeye başladım. Çook eğlenceli 2 haftadan sonra geri döndük. 2 gün istanbulda kalıp sonra yine 1 haftalığına manisa ya gitmemiz gerekiyordu. Bir de baktık ki ikimiz de manisayı iple çekiyoruz. 2 gün geçmek bilmiyor. Gitmeden önce biz neyiz şimdi, adını koyalım dedik birbirimize. Sonra vazgeçtik adı kendiliğinden gelir diye düşündük. Geldi de. 19.09.01 den beri “aşk” diye sesleniyoruz birbirimize. Hatta arada bozuluyoruz eğer isimlerimizle hitab edersek.
Vee herşey başladıııı....
Sevgili olunca aynı yerde çalışmak olmazdı. Akif hemen iş aramaya başladı, bulduktan sonra başka bir bankaya transfer oldu. İyi de olduJ bir sonraki yıl için manisa çalışması tekrar başladı. Yol bile zor geliyordu. Otobüs tam hareket eder etmez muavin elinde bir çiçekle geldi. Burcu hanım bu sizin diye. Gelemese de yanımdaydıJ Bu sefer bir buruk gittik. Yine 3 kişi (canım arkadşlarım füsun ve celil) ama Akifsiz. Çok sevdiğimiz Anemon oteli bile çekilmiyordu. Bir gün sabahın 6:00 sında otel odasının kapısı çalındı. Açtım kimse yok sadece iki tane kalp şeklinde uçan balona bağlı 2 yüzük. Balonların üstünde benimle evlenir misin yazıyor. Heyecandan evet demeden füsuna balonları gösterdim. Füsun uyku sersemliği balonlardaki benimle evlenir misin yazısını okudu ve gülerek “hayır evlenmem” dedi. Meğer oda işin içindeymiş...
Vee evlendik 07.06.03...
Bissüürüüüü gezdik. Çocuk fikri özellikle bana çok uzaktı. Özgürlük çok güzeldi. Sonra o kötü an. Babamın beyninde tümör olduğunu acilen ameliyata alınması gerektiğini öğrendik. Ameliyat oldu. Çok zor 1 sene den sonra da kaybettik. Bu dönem içinde babam gördüğü her bebeği sevdi. Sonra birden düşündüm. Çocuğumuzun eşimin de babası olmadığı için dede diyeceği kimse yoktu. Ne acı. Hayatta hiçbirşeye geç kalınmamalıydı.
Vee bebeğe karar verdimm...
Verdim diyorum çünkü herkese tamamen sürpriz olsun istedim. Kimsenin haberi yokken özel sağlık sigortası yaptırdım. Bekleme süresinden sonra da korunmayı bıraktım. Dr uma gittim. Folic acid ime başladım. 8 ay boyunca hiçbişey olmadı ama dr um 1 sene den önce sakın bebeğim olmuyor diye gelme demişti. 2007 yılbaşı için asosa gitmeye karar verdik. Tam regl zamanıma denk geliyordu. Gitmeden önce ne olur ne olmaz diye test yaptım. 2. çizgi çıkmadı. Yine olmadı ama olsun balık cennetine gidiyorum istediğim kadar deniz böcüğü yiyip, içki içebilirim diye düşündüm. 2. çizgi için biraz beklemem gerektiğini nerden bilebilirdim.
Vee asosss...
Çok güzel bir yılbaşıydı. Dr un yapma dediği herşeyi yaptım. (hamile değilim eminim ya) 3 gece içtim, normalde sigara kullanmayan ben 1 tane sigara içtim, otelin köpekleriyle güreştim, bütüüün deniz böcüklerinden yedim, üstüne üstlük birde grip oldum ki ne grip. Döndüğümüz gün ateşim 40 a çıktı. Ama bir tuhaflık daha vardı. Hafif bir lekelenmem oldu ama kesildi. Acaba dedim ilk defa o zaman. Hemen gidip bir test daha. Bu sefer 2. çizgi anında ve kopkoyu çıktı. İşte şimdi yandık dedim. Hemen dr umu aradım. Kan testi yaptırmamı söyledi.
Veee 5 haftalık hamileyim.....
Ayrıca da ölesiye gribimL dr um bisüürü ilaç verdi. Kullanmalısın enfeksiyon daha fazla zarar verir bebeğe dedi. Canım dr uma sonuna kadar güveniyordum. Sorgulamadım bile. İçtim 1 hafta da düzeldim. Bu arada kanamalarım başladı. Bana yatak göründü. 20. haftaya kadar kanamalarım yüzünden yattım. Sonra kanamalarım kesildi. 2 hafta deli gibi göbüşümü gere gere gezdim. Tam herşey yolunda derken dr kontrolümde rahim ağzımın açıldığını öğrendik. Ertesi gün dikiş atıldı. 2 hafta sonra kontrole gittiğimde dr um dikişin tek tarafının yırtıldığını söyledi. Kuduruk kızım tepinmiş biraz üzerinde. Ve 2. kez dikiş atıldı. Böyle böyle 26. haftaya gelmiştik. 30. haftamda tuvalette biraz koyu bir akıntım oldu. Acilen hastaneye gittik. Dr um ne olur ne olmaz diye akciğer gelişim iğnesinin vurulmasını istedi. Bu hayat kurtaran bir karardı. Netekim 5 gün sonra suyum gelmeye başladı ve hastaneye yattım. Bebek ne kadar içerde kalırsa o kadar iyiydi. 1 gün ancak kaldı.
Vee doğumdayım....
Ertesi gün saat 17:00 de doğuma girdim. Başından beri normal normal diye tutturan ben epidural sezeryan oldum. Hayatımın en güzel 45 dakikasını doğumda geçirdim. 5 çocuğum olsun 5 ini de epidural sezeryan ile doğururum dedim içimden. Fonda müzik çalıyor, herkesin yüzü gülüyor. Sürekli muhabbet ediyoruz. Anestezi uzmanım elimi hiç bırakmıyor. Erken gelen bebeğim için çok endişeli olmama rağmen, garip bir mutluluk hissediyorum. Anne oluyorum. Ben, burcu anne oluyorum. İnanamıyorum...
Veee anne oldum saat17:14...
Eylül Nevam çıkar çıkmaz hapşırdı ve ağladı. Dr um defalarca maşallah dedi. Önce şükrettim, hemen temizlediler ve bana gösterdiler. Şaşkındı, daha gelmesine 2 ay varken rahatını bozmuştuk kuzumun. Ama sağlıklıydı sadece bakıma ihtiyacı vardı. Kokladım taa içime çektim kokusunu sonra götürdüler. O anda buruldum. Acaba bi daha ne zaman koklayabileceğim diye
Veee 23 günlük maraton başladı...
Taburcu olduğum gün hayatımdaki en zor gündü. Bebeğimi hastanede bırakıp gitmek... sanki kalbimi söküp almışlar gibi hissediyor, deli gibi ağlıyordum. 3 saat sonra yine hastanedeydim. Ertesi günde, ertesi günde... 23 gün boyunca
Veee kızım evimizde
Şimdi bayağı toparlandık, 3 kişilik bir aileyiz. Yavru aşk, aşkımızın yavrusu, mis kokulumuz, güçlü kızımız, Eylül Nevamız evimizde.
Allah herkese bu mutluluğu yaşatsın. Allah herkese sağlıklı hamilelikler, sağlıklı bebekler nasip etsin.
sevgiler
- Hayatta olmaz, nasıl hazırlanır da giderim Manisa’ya
- Hem de 2 haftalığına
İşyerinde sırt sırta çalışıp, birbirinden hiç haz etmeyen biz 2 haftalığına iş için Manisa’ya gitmek zorunda kalmıştık arkadaşımız Celil ile beraber. Akif ile fazla muhatap olmayayım diye bir suru kitap almıştım yanıma. Ne sıkıcı olacaktı şimdi. Akif’i biliyordum, şanı vardı bankamızda. Herkese asılırdı. Bi de onunla uğraş şimdi offf. Offff diye diye gittik.
Akif beni şaşırtmadı ve minik sarkmalar başladı. Önce kızdım. Sonra eğlenmeye başladım. Çook eğlenceli 2 haftadan sonra geri döndük. 2 gün istanbulda kalıp sonra yine 1 haftalığına manisa ya gitmemiz gerekiyordu. Bir de baktık ki ikimiz de manisayı iple çekiyoruz. 2 gün geçmek bilmiyor. Gitmeden önce biz neyiz şimdi, adını koyalım dedik birbirimize. Sonra vazgeçtik adı kendiliğinden gelir diye düşündük. Geldi de. 19.09.01 den beri “aşk” diye sesleniyoruz birbirimize. Hatta arada bozuluyoruz eğer isimlerimizle hitab edersek.
Vee herşey başladıııı....
Sevgili olunca aynı yerde çalışmak olmazdı. Akif hemen iş aramaya başladı, bulduktan sonra başka bir bankaya transfer oldu. İyi de olduJ bir sonraki yıl için manisa çalışması tekrar başladı. Yol bile zor geliyordu. Otobüs tam hareket eder etmez muavin elinde bir çiçekle geldi. Burcu hanım bu sizin diye. Gelemese de yanımdaydıJ Bu sefer bir buruk gittik. Yine 3 kişi (canım arkadşlarım füsun ve celil) ama Akifsiz. Çok sevdiğimiz Anemon oteli bile çekilmiyordu. Bir gün sabahın 6:00 sında otel odasının kapısı çalındı. Açtım kimse yok sadece iki tane kalp şeklinde uçan balona bağlı 2 yüzük. Balonların üstünde benimle evlenir misin yazıyor. Heyecandan evet demeden füsuna balonları gösterdim. Füsun uyku sersemliği balonlardaki benimle evlenir misin yazısını okudu ve gülerek “hayır evlenmem” dedi. Meğer oda işin içindeymiş...
Vee evlendik 07.06.03...
Bissüürüüüü gezdik. Çocuk fikri özellikle bana çok uzaktı. Özgürlük çok güzeldi. Sonra o kötü an. Babamın beyninde tümör olduğunu acilen ameliyata alınması gerektiğini öğrendik. Ameliyat oldu. Çok zor 1 sene den sonra da kaybettik. Bu dönem içinde babam gördüğü her bebeği sevdi. Sonra birden düşündüm. Çocuğumuzun eşimin de babası olmadığı için dede diyeceği kimse yoktu. Ne acı. Hayatta hiçbirşeye geç kalınmamalıydı.
Vee bebeğe karar verdimm...
Verdim diyorum çünkü herkese tamamen sürpriz olsun istedim. Kimsenin haberi yokken özel sağlık sigortası yaptırdım. Bekleme süresinden sonra da korunmayı bıraktım. Dr uma gittim. Folic acid ime başladım. 8 ay boyunca hiçbişey olmadı ama dr um 1 sene den önce sakın bebeğim olmuyor diye gelme demişti. 2007 yılbaşı için asosa gitmeye karar verdik. Tam regl zamanıma denk geliyordu. Gitmeden önce ne olur ne olmaz diye test yaptım. 2. çizgi çıkmadı. Yine olmadı ama olsun balık cennetine gidiyorum istediğim kadar deniz böcüğü yiyip, içki içebilirim diye düşündüm. 2. çizgi için biraz beklemem gerektiğini nerden bilebilirdim.
Vee asosss...
Çok güzel bir yılbaşıydı. Dr un yapma dediği herşeyi yaptım. (hamile değilim eminim ya) 3 gece içtim, normalde sigara kullanmayan ben 1 tane sigara içtim, otelin köpekleriyle güreştim, bütüüün deniz böcüklerinden yedim, üstüne üstlük birde grip oldum ki ne grip. Döndüğümüz gün ateşim 40 a çıktı. Ama bir tuhaflık daha vardı. Hafif bir lekelenmem oldu ama kesildi. Acaba dedim ilk defa o zaman. Hemen gidip bir test daha. Bu sefer 2. çizgi anında ve kopkoyu çıktı. İşte şimdi yandık dedim. Hemen dr umu aradım. Kan testi yaptırmamı söyledi.
Veee 5 haftalık hamileyim.....
Ayrıca da ölesiye gribimL dr um bisüürü ilaç verdi. Kullanmalısın enfeksiyon daha fazla zarar verir bebeğe dedi. Canım dr uma sonuna kadar güveniyordum. Sorgulamadım bile. İçtim 1 hafta da düzeldim. Bu arada kanamalarım başladı. Bana yatak göründü. 20. haftaya kadar kanamalarım yüzünden yattım. Sonra kanamalarım kesildi. 2 hafta deli gibi göbüşümü gere gere gezdim. Tam herşey yolunda derken dr kontrolümde rahim ağzımın açıldığını öğrendik. Ertesi gün dikiş atıldı. 2 hafta sonra kontrole gittiğimde dr um dikişin tek tarafının yırtıldığını söyledi. Kuduruk kızım tepinmiş biraz üzerinde. Ve 2. kez dikiş atıldı. Böyle böyle 26. haftaya gelmiştik. 30. haftamda tuvalette biraz koyu bir akıntım oldu. Acilen hastaneye gittik. Dr um ne olur ne olmaz diye akciğer gelişim iğnesinin vurulmasını istedi. Bu hayat kurtaran bir karardı. Netekim 5 gün sonra suyum gelmeye başladı ve hastaneye yattım. Bebek ne kadar içerde kalırsa o kadar iyiydi. 1 gün ancak kaldı.
Vee doğumdayım....
Ertesi gün saat 17:00 de doğuma girdim. Başından beri normal normal diye tutturan ben epidural sezeryan oldum. Hayatımın en güzel 45 dakikasını doğumda geçirdim. 5 çocuğum olsun 5 ini de epidural sezeryan ile doğururum dedim içimden. Fonda müzik çalıyor, herkesin yüzü gülüyor. Sürekli muhabbet ediyoruz. Anestezi uzmanım elimi hiç bırakmıyor. Erken gelen bebeğim için çok endişeli olmama rağmen, garip bir mutluluk hissediyorum. Anne oluyorum. Ben, burcu anne oluyorum. İnanamıyorum...
Veee anne oldum saat17:14...
Eylül Nevam çıkar çıkmaz hapşırdı ve ağladı. Dr um defalarca maşallah dedi. Önce şükrettim, hemen temizlediler ve bana gösterdiler. Şaşkındı, daha gelmesine 2 ay varken rahatını bozmuştuk kuzumun. Ama sağlıklıydı sadece bakıma ihtiyacı vardı. Kokladım taa içime çektim kokusunu sonra götürdüler. O anda buruldum. Acaba bi daha ne zaman koklayabileceğim diye
Veee 23 günlük maraton başladı...
Taburcu olduğum gün hayatımdaki en zor gündü. Bebeğimi hastanede bırakıp gitmek... sanki kalbimi söküp almışlar gibi hissediyor, deli gibi ağlıyordum. 3 saat sonra yine hastanedeydim. Ertesi günde, ertesi günde... 23 gün boyunca
Veee kızım evimizde
Şimdi bayağı toparlandık, 3 kişilik bir aileyiz. Yavru aşk, aşkımızın yavrusu, mis kokulumuz, güçlü kızımız, Eylül Nevamız evimizde.
Allah herkese bu mutluluğu yaşatsın. Allah herkese sağlıklı hamilelikler, sağlıklı bebekler nasip etsin.
sevgiler